26 Haziran 2010 Cumartesi

türküler türkülerimiz

Türküler, türkülerimiz evet bu toprağın bağrından fışkıran dolu dolu dobra dobra duygular. TRT belgeseli girişi yapmak bu yazı için tam bir gereklilikti. Eh ne de olsa böyle büyüdük böyle öğrendik. Akılma takılan bir türkü var, Ege yöresinin bağrından fışkırmış bir türkü. Ormancı türküsünden bahsediyorum. Türkünün bir yerinde, bi kuplesinde, bir dizesin işte ne derseniz şöyle bir şey geçiyor aynen aktarıyorum “Köyümüzün suları da hoştur içmeye, hoştur içmeye, Üstünde köprüsü var, gelip geçmeye” (teşekkürler copy/paste). İşte geçen gün duşta bu türküyü söylerken bu dizelere takıldım. Adamlar süper acıklı, dramatik ve ağlamaçlı bir türkü yapmışlar ama içine de turistik tanıtıcı reklam koymayı da ihmal etmemişler. Ben şimdi bu türküyü dinleyince direk olarak o köy hakkında bilgi ediniyorum. Yarın bigün suları hoş olan, bu suların üstünde de geçmek için süper bi köprüsü olan bi tatil beldesi arasam hemen aklıma bu köy gelecek. Bu çok uzun seneler önce düşünülmüş, inanılmaz yaratıcı bir reklam fikri. Türkü içimizi burkarken, o yoğun duyguların içinden gelen kelimeler bilinçaltımıza yerleşiyor. Bilincimiz ise banyoda bu türküyü orasından burasından söylerken “lan bi ara denize falan gitsek” diye hayaller kuruyor. Sonra dışarı çıkıyosun mesela, arkadaşınla karşılaşıosun, “olm hadi bi deniz kenarına biyere gidelim” diye muhabbet ediyosunuz. Olay türküden falan kopup gidiyor. Aklım fikrim tatilde, denizde. Şöyle alsam sırtıma çantamı gezsem diyorum ama nerdeee. Hava da kapalı otur kös kös evde, duşta türkü söyle. Hem türkünün içinde reklam ne arar evladım?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder